“Çocuğa Gülmeme Pahasına…”

Yiğit Ahmet Kurt
2 min readJun 15, 2019

--

Yaklaşık bir sene önce, iki yaşındayken, aramızda uyuyan oğlum gecenin bir yarısı uyandırdı beni. Yine süt isteyecek zannettim ama “baba seni çok seviyorum” dedi ve uykusuna devam etti… Rüyasında birşey mi gördü, günden bilinç altında birşey mi kaldı bilmiyorum ama yüzümdeki o aptal gülümsemeyi sonlandıramadığımdan uzunca bir süre geri uyuyamadım. Hakkı vardı ama; gecenin bir yarısı uyku bölünecekse bundan haklı, bundan güzel bir gerekçe olamazdı!

Soldan Sağa: Tigger, Donald Duck, Eğitici Köpekçik, Dansçı Tavuk, Doruk Alp

Joker Baby Babalar Günü reklamı üzerinden biraz konuşmak istedim. Bu benim için çok kıymetli olan an da, yakışacağını düşündüğüm bir girizgah sözlerim için.

Tam olarak nasıldı emin değilim, çok da aradım bulamadım kusura bakmasın ama Twitter’da biri şöyle birşey yazmıştı: “Babaları seni seviyorum diyemediği için Karadenizde bütün çocuklar yetim büyür.” O coğrafyanın bir çocuğu olarak bu reklam beni de oldukça duygulandırdı. Çok değil, beş sene önce kadar yeğenimi kucağıma almış oynarken dedemden “erkek adamın kucağında uşağın ne işi var, indir onu aşağı” azarı yemiş birisiyim. (Hemen arkasındaki babamın “haklısın ama kırma şimdi dedeni” diyen göz kırpmasına eşlik eden tebessümü ile çabuk toparlanmıştım.)

Elbette yalnızca Karadeniz’e atfedilebilecek bir gerçeğimiz de değil, bu toprakların hemen her yerinden fışkıran bir duygu ifade etme(me) biçimi. Reklamın gördüğü ilgi de bu içgörü isabetinin altında gizli zaten.

Fakat umuyorum ki, reklamdaki dede rolündeki babamların kuşağı, sevgisini otoritesine kurban eden son kuşak olur. Çünkü arkasında gerçekten çok yersiz bir korku var; kazandırdığının kaybettirdiği yanında esamesi okunmayacak bir korku…

Dedemden yediğim azarın arkasındaki bu otoritenin daha güzel bir kısa hikayesini volkan bey anlatmıştı:

Orta Anadolu’da bir yerlerde zanaatkar bir amcayla çekim yapıyorlar ancak amcayı bir türlü gülümsetemiyorlar. Güzel bir hatıranı düşün, ana babanı düşün, bir küçük tebessüm… Yok! Türlü denemelerin, dil dökmelerin hiç biri işe yaramıyor. En son çocuk var mı diye soruyorlar ve var deyince hah hadi evladını düşün diyerek bir gülümseme bekliyorlar ama amca yapıştırıyor cevabı: “Asıl çocuğa gülersen bitersin” diyor. “Çocuk seni öyle görürse yarın babayı mamayı tanımaz” diye de ekliyor.

“Nice ibretler alınasıdır” diyerek de kendi sözünü bitiriyor volkan bey:

Her ne kadar babalar (uzak ara) başı çekse de bir ebeveyn sorunu olduğunu da söyleyerek babaların omzundaki yükü azaltmaya, devamında da cesareti artırmaya çalışayım. Özellikle eski hikayeleri dinledikçe, eski gazetelere göz atınca annelerde de bu tercihi görebiliyoruz. 1930 yılından bir gazete köşesi bırakarak doldurayım altını.

http://www.gecmisgazete.com/haber/cocugu-sevmeli-mi-sevmemeli-mi-?tamBoyut&page=1

Aslında, sevgiyi otoriteye kurban eden son kuşak umudumu güçlendiren bir geçmiş bu. Bugün annelerin bu korkuyu yendiğini söyleyebilecek kadar az örnek var hayatımızda. Sıra da artık babalarda; çocuklarımız onları sevdiğimize inanarak değil, bilerek büyüsünler…

--

--

Yiğit Ahmet Kurt
Yiğit Ahmet Kurt

Responses (1)